Antep (o zamanki adıyla Ayıntap) halkının 1. Dünya Savaşı sonrası şehri işgal eden kuvvetlerle olan mücadelesini desteklemek üzere, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın 2 Şubat 1921 tarihli teklifi 6 Şubat 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oy birliği ile kabul edildi. Antep’e gazilik unvanı veren bu karar, 8 Şubat 1921’de 93 numara ile kanunlaştı.
2021’de, Gaziantep’e gazilik unvanı verilişinin yüzüncü yıldönümü olması sebebiyle gümüş 20 Lira, bronz 2,5 Lira ve 1 Liralık hatıra tedavül parası basıldı. Gümüş ve Bronz hatıra paralar ayrıca ikisi birlikte bir takım olarak da satışa sunuldu.
Gümüş ve bronz hatıra paraların yazı yüzünde ay yıldız motifi, tura yüzünde ise Gaziantep Kalesi ve Şehitler Abidesi ile oluşturulmuş bir kompozisyon görülür.
5 Şubat 2023’te iki yıllık satış süresi dolan hatıra paraların satış adedi şu şekildedir:
1927’de 1. Emisyon banknotların tasarımı için yarışma açılması gündeme geldi ancak muhtemelen sürecin hızlı ilerlemesi için Ressam Ali Sami Boyar görevlendirildi. *1
Darphane, Cumhuriyet’in Latin harfli ilk tedavül paralarının tasarımı için açtığı 1934 tarihli yarışma ile başlayarak, tedavül ya da hatıra paraların tasarımı için zaman zaman yarışmalar düzenler.
1934 Yılında Gümüş 25, 50 ve 100 Kuruş ile daha ufak değerdeki nikel paraların tasarımı için iki ayrı yarışma düzenlendi.
100 Kuruş parasının tura yüzüne Ahmet Mesrur Durum‘un Atatürk portesi, yazı yüzünde ise Vedat Ömer Ar‘ın tasarımı seçildi. (ancak parada ikinci seçilen Ali Cemal Bey‘in kalıpları tercih edildi)
Küpronikel ufaklıklar için düzenlenen yarışma sonucunda Ressam Mazhar Nazım Bey‘in 10 Kuruş deseni ile Mimar Nureddin Bey‘in Türkiye Cümhuriyeti ibareli, hilal ve yıldızlı deseninin seçildiği 24 Eylül 1934 tarihli gazetelerde duyuruldu.
1998’de TEMA Vakfı ile ortaklaşa düzenlenen “Türkiye Çöl Olmasın” temalı hatıra para yarışmasında Seçkin Pirim‘in eseri seçildi.
Cumhuriyet’in 75. yılı temalı hatıra para yarışmasında birincilik ödülünü “Cumhuriyet ve Gençlik” eseri ile Ahmet Şimşek kazandı.
2000 Dünya Satranç Olimpiyatı hatıra para yarışmasını Beti Cenudioğlu ve Necmi Özgür‘ün eserleri kazandı.
2006 yılı Nevruz Kutlamaları konulu hatıra para yarışmasına katılan eserlerden hiçbiri birinciliğe layık görülmedi, basılan hatıra parada ikincilik kazanan iki eserden Buket Esener‘in çalışması ve üçüncülük kazanan Betül Uğurlu‘nun deseni kullanıldı. İkinciliği paylaşan Ahmet Şimşek‘in çalışması tercih edilmedi.
2007 yılında Mevlananın 800. Doğum Yılı olması münasebetiyle UNESCO’nun da bu temada hatıra madalyonlar basılması kararıyla açılan yarışmada Ayşe Şirin, Leman Kalay ve Sesil Beatris Kalaycıyan‘ın eserleri ayrı ayrı birer hatıra parada kullanıldı.
2008 yılında, 2005’te paradan altı sıfır atılması ile oluşan Yeni Türk Lirasından Yeni ibaresinin kaldırılması sonrası tedavüle verilecek paraların tasarımı için yarışma açıldı.
2014 yılında Türkiye – Polonya Diplomatik İlişkilerinin 600. yılı dolayısıyla organize edilen etkinlikler kapsamında iki ülkede bu tema üzerine hatıra para basıldı. Darphane, hatıra parada kullanılacak desenler için yarışma açarak,
2015 yılında satışa çıkacak “Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı” konulu hatıra paraların tasarımı yarışmasının sonuçları 29/08/2014 tarih ve 2014-21 sayılı Darphane Bülteninde şu şekilde duyuruldu:
“Seçici Kurulu 26 Ağustos 2014 tarihinde toplanarak hatıra para tasarım yarışmasına katılan tasarımları değerlendirerek sonuçlandırmıştır. Buna göre, söz konusu tasarımlardan birinciliğe değer bir çalışma bulunamamış, ikinciliğe 150214BM rumuzlu Burcu ERDEN ile 170208CH rumuzlu Meryem Hüsna ÇELİK’in tasarımları, üçüncülüğe ise 283201AA rumuzlu Baki ALBAYRAK ile 197519SO rumuzlu Varol TOPAÇ’ın tasarımları değer görülmüştür.”
2009 Yılında Tedavüle verilen madeni paralardan 10 ve 25 Kuruş ile 1 Liranın yazı yüzlerini tasarlayan sanatçıdır.
1 Liranın yazı yüzü için seçilen eserin üst tarafında Ay-Yıldız, sarı renkli metalden mamül dış halka içine yerleştirilmiş bitki formlu bordür bulunur. Açık renkli metalden imal edilen orta daire içinde büyük 1 rakamı, altında “Türk Lirası” ibaresi ve etrafında Rumi Motif mevcuttur.
25 Kuruşların yazı tarafının üst yanında Ay yıldız, ortada 25 Kuruş ibaresi ve çevresinde Kufi geçme desen işlenmiştir.
10 Kuruşlada kenara yakın dış çemberde ve ortadaki 10 rakamının zemininde Rumi motif bulunur.
2005’te Türk Lirası’ndan altı sıfır atılarak oluşturulan ve dört yıllık geçiş döneminde kullanılan Yeni Türk Lirası ibaresindeki Yeni kelimesi, 2009’da kaldırıldığında, paraların da yenilenmesi ihtiyacı oluştuğundan. Halka açık bir yarışma düzenlendi. Müsabaka sonucunda 1 Kuruş için Alptekin Bayram‘ın eseri, 5 Kuruş için Aslı Kaya‘nın tasarımı, 10 ve 25 Kuruş ile 1 Lira içinse Barış Kara’nın desenleri seçildi.
*50 Kuruş’un tasarımı Darphane sanatçılarından Nesrin Ekşi‘ye aittir.
2009 5 Kuruş2009 Yılında Tedavüle verilen madeni paralardan 5 Kuruşların tasarımcısıdır.
Ortadaki 5 Kuruş ibaresinin sağında hayat ağacı motifi işlenmiştir.
Tasarımlar bir yarışma ile belirlenmiş. Müsabaka sonucunda Alptekin Bayram‘ın tasarımı 1 kuruşlarda, Barış Kara‘nın tasarımları ise 10 ve 25 Kuruş ile 1 Lira’da kullanıldı.
50 Kuruş’un tasarımı Darphane sanatçılarından Nesrin Ekşi‘ye aittir.
1975 yılında doğan sanatçı, 1997 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden birincilikle mezun olup Darphane’de çalışmaya başladı.
2016 yılına kadar süren Darphane kariyeri boyunca “İstabul Kültür Varlıkları” serisinin ikincisi olan Dikilitaş desenli 5.000.000 Liralık altın parayla başlayarak pek çok hatıra ve tedavül parasını tasarladı.
Günümüzde kullanılan tedavül paralarından 50 kuruştaki Boğaziçi Köprüsü deseni kendisine aittir.
2009 Kapalıçarşı Nuruosmaniye Kapısı Türk Nümismatik Derneği logolu ve Osmanlı Armalı Madalyon
2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Madalyonu
[1] 2012 yılından itibaren satışa çıkarılan hatıra paralarının Darphane duyuruları veya sertifikalarında sanatçının ismi belirtilmediğinden, bu tarihten sonraki paraların sanatçıları, üzerindeki imzalardan tespit edilebildiği kadarıyla listelenmiştir. Yeni bilgiler ışığında listeyi güncel tutmaya çalışıyoruz.
1951’de doğan sanatçı, 1974’te Güzel Sanatlar Akademisi İleri Heykel Bölümüne girdi. Hocaları Prof. Şadi Çalık ve Prof. Hüseyin Gezer’in teşvikiyle 1976’da Darphane’de çalışmaya başladı. Ancak çalışma hayatı okuldaki görevlerine mani olmaya başladığından Darphane’deki görevinden ayrıldı. 1980’de Akademi’den mezun olduktan bir yıl sonra tekrar Darphane kadrosuna dahil oldu. 1986 yılında Roma Darphanesi’nde para yapımını öğrenmek için T.C. Devlet Darphanesi tarafından 5 ay süre ile İtalya’ya gönderildi.
Resim ve heykel alanında pek çok eser veren sanatçı, Darphane bünyesinde de onlarca tedavül ve hatıra para üretti.
Katıldığı Sergiler:
1976 yılında Arkeoloji müzeleri açık hava resim sergisine katıldı.
1978 YDGSA Yüksek heykel bölümü öğrenci gurup sergisine katıldı.
1978 yılında Devlet resim heykel sergisine katıldı.
1979 yılında ilk kişisel heykel sergisini Nur Sanat Galerisinde açtı.
1979 yılında Devlet resim heykel sergisine katıldı.
1979 yılında 2. Sanat Bayramı etkinliklerine katıldı.
1981 yılında 3.İstanbul Sanat Bayramı Yeni Eğilimler Sergisine katıldı.
1981 yılında Maçka sanat galerisi çağdaş karma heykel sergisine katıldı.
1981 yılında Moda Güzel Sanatlar Galerisinde karma resim ve heykel sergisine katıldı.
1984 yılında 12.Uluslararası İstanbul Festivali “Günümüz Sanatçıları 5. İstanbul Sergisi” ne katıldı.
1993 yılında Sadberk Hanım Müzesinde Özgün Madalyon ve Heykel Sergisi açtı.
1994 yılında Foks Sanat Galerisinde heykel sergisi açtı.
Kazandığı Ödüller:
1979 yılında Osman Hamdi Heykel yarışmasında Birincilik ödülü aldı.
1987 yılında Başbakanlığın açtığı Devlet Madalya ve Nişanları yarışmasında 2 mansiyon kazandı.
Darphane’deki Çalışmaları:
1977 FAO Herkese Ekmek ve Konut sloganlı akmonital 2½ ve 5 Liralar ile gümüş 50 Lira
1981 Uluslararası Sakatlar Yılı altın 30.000 Lira
1982 Dünya Futbol Şampiyonası – İspanya gümüş 500 Lira (kaleci desenli 2. tip, *1)
1983 FAO 16 Ekim, Dünya Besin Günü gümüş 1.500 Lira
1983 Cumhuriyet’in 60. Yılı (Atatürk profili taşıyan tura tarafı, *2)
1984 Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlarının On Yılı
1984 Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının 50. Yılı
1985 FAO IX 9. Ormancılık Konferansı – Meksika
1985 Dünya Gençlik Yılı
1986 “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sloganlı Dünya Barış Yılı
2002 Türkiye’nin Çiçekleri – Antalya Süseni (Iris Pamphylica)
2004 Binyılın Türk’leri – Nazım Hikmet Ran
2005 T.B.M.M. Türkiye Büyük Millet Meclisi 85. Milli Egemenlik Yılı
2009 tedavül paralarının tamamında tura yüzünde kullanılan Mustafa Kemal Atatürk portresi
İlk kez 1984 yılı FAO Balıkçılık altın parasının yazı yüzünde kullanılan ve 1984’ten itibaren para setlerinde görülen Darphane logosu kendisinin eseridir (*27, Sf. 73, 74 & 75).
[3]Darphane çalışanları 23 Haziran – 19 Ekim 1988 tarihleri arasında greve gittiklerinden, bazı tedavül paralarını basma işi Meksika Darphanesine ihale edildi. 1988 tarihli 10 Milyon adet 100 Lira ile 1989 tarihli yaklaşık 66 milyon adet 500 Lira Meksika’da darp edildi. Üretilen tedavül paralarına ek olarak biner adet gümüş 100 ve 500 Lira hatıra para basıldı. Bir süre Darphane bünyesinde saklanan bu hatıra paralar 1995’te kayıtlı koleksiyonerlere, birer adet kontenjan ile satışa sunuldu (*27, Sf. 100).
Samsun’da Kafkas asıllı bir ailenin en büyük oğlu olarak 1934’te doğan sanatçı, 6 yaşından itibaren aile mesleği olan kuyumculukla haşır neşir oldu. İlkokulda yüksek matematik becerileri sebebi ile arkadaşları arasında Pisagor ismi takılmıştı. 6 yaşında buhar makinesi yaptı ve çalıştırdı. 1953 yılında liseden mezun olduktan hemen sonra Kapalı Çarşı’da açtığı dükkanda bilfiil kuyumcu ve hakkak olarak üretim yaptı. İTÜ’de Makine Mühendisliği Bölümüne 12. sırada girdi, kuyumculuktan edindiği tecrübe ile öğrenciliği sırasında Silahlı Kuvvetler ’in çeşitli kolları için madalya ve armalar üretti.
1964 – 1976 yılları arasında, önceleri grafiker ve yevmiyeli teknik personel, 1967’den itibarense gravür atölyesi şefi ve Teknik Müşavir olarak Darphane’ye hizmet etti. 1968’de Topkapı Sarayı’nda sergilenen Kaşıkçı Elmasının incelenmesi, ölçülerinin ve sahihliğinin tespiti ile görevlendirildi.
1970 yılındaki ilk hatıra paradan başlayarak pek çok paraya hem mecazen hem de gerçek manada imza atan sanatçının tekniği, 1957 yılında çıkartılan madeni paraların kalplarını hazırlayan İtalyan sanatkar Giampaoli‘ ye benzetilir.
1970’lerin başında, dönemin Darphane yönetimi, Anadolu kıyafetleri koleksiyoneri Sabiha Tansuğ’un bir sergisini ziyaret eder ve bu tür yöresel kıyafetlerin yeni çıkacak paralarda kullanılabileceği düşünülür. Bu yönde bir desen üretmesi için Avni Bey, Sabiha Tansuğ’un Ankara başlığı giymiş bir fotoğrafını çekti, ancak birebir belirli bir şahsı resmetmiş olmamak için fotoğrafın surat kısmını kesip, sadece Ankara başlığı kısmını kullandı. Normalde Darphane’ye kendisine tahsis edilen araç ve şöför ile gidip geldiği halde, paraya işlemeyi düşündüğü ortalama Türk kadını hayalinde canlandırabilmek için, bir süre toplu taşıma ile şehirde dolaşarak 50 Kuruş ve daha sonraki hatıra paralarda kullanılan deseni yarattı.
1974 – 1976 arasında Darphane Müdürlüğü yapan Cemalettin Seber’e (namı diğer Cemal Süreya), kurumda kullanılmayan eski makineleri hurdaya çıkartması talimatı verildiği bir dönemde, Avni Kumuk, sözü edilen makinelerin tarihi vasfını vurgulayarak Cemal Süreya’yı bakanlık ile görüşmeye ikna etti ve tarihi makinelerin bugün Darphane Bünyesinde sergilenmesini sağladı.
Cemal Süreya’nın keleminden Avni Kumuk:
(“Günübirlik”ler – Toplu Yazılar 2 – YKY)
Büyük Bir Kalemkâr
İlk resmi Türk darphanesi Fatih zamanında, İstanbul’un alınışından hemen sonra, Beyazıt yakınlarında bir yerde kurulmuştur. Cumhuriyet dönemine dek madeni paralarda insan resmi olmadığı gibi tam rölyef de yoktur. Hep iki boyutlu çalışılmıştır. Paralar, iki çelik yüzey arasına yerleştirilmiş madeni pullara çekiçle vurularak yapılıyordu. Gerçi I. Mahmut zamanında para yapımında presler de kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, gerçek anlamda rölyefli sikkelerin basımı için Cumhuriyet dönemini beklemek gerekecektir.
Cumhuriyet döneminde, 1957’ye dek, paralardaki rölyefler hep yabancı uzmanlara, sanatçılara yaptırılmış ya da onların hazırladıkları kalıpların, çalışmaların çoğaltılmasıyla yetinilmiştir. Sözgelimi Atatürk rölyeflerini ilk sıralarda bir İngiliz sanatçı yapıyordu. 1957’den sonra Batı’daki örneklerin niteliklerini taşıyan ilk paralarımız da bir yabancı uzmanın, İtalyan darphanesi baş gravörünün emeğiyle hazırlanmıştır.
Ama son on beş yıl içinde Darphane’de yapılan bütün madeni paraların, madalyaların, madalyonların üstünde bir Türk sanatçısının emeğini, ustalığını görüyoruz: Avni Kumuk.
Kim bu Avni Kumuk? Maden üstünde üç boyutlu çalışan, “hatıra paralar”ın üstüne imzasını atan ilk Türk. Ayrıca bu alanda tek Türk. Gerçi maden üstünde rölyefli çalışmalar yapan Palti adlı başka bir yurttaşımız daha var, ama, o genellikle kalıpları İtalya’da yaptırıyor. Avni Kumuk çok yönlü bir sanatçı.
Bir paranın, bir madalyonun deseninden baskısına dek uzanan yapım çizgisinin bütününü kapsayan bir çalışması var: Sanatçıyla teknisyenin, teknisyenle işçinin hünerlerini, erdemlerini birleştiren bir çalışma. Bu konuda bileşik ve korkunç diyebileceğimiz bir duyguya yükselmiş: Merih’in dünyadan çekilmiş fotoğrafını gösterin, size bu gezegenin ırmaklarının derinliğini, dağlarının bitkisel örtüsünü, küçük ve kaçak keçiyollarını söylesin. Yine de desenci yanının gravör yanı kadar güçlü olmadığı kanısındayım. Bence iyi bir desenciyle çalışırsa, yalnız ülkemiz değil, dünya ölçüsünde kabartma yapıtlar ortaya koyabilir. Avni Kumuk kendisini daha çok madalyalarda, özellikle de madalyonlarda ortaya koyuyor. Bu tür çalışmalarda daha özgür deneylere girebiliyor da ondan.
Avni Kumuk, 1934 yılında Samsun’da doğmuş. Teknik Üniversite Makine Fakültesi’nde okumuş. Ancak hayat güçlükleri onu bu fakültenin beşinci sınıfından ayrılma zorunda bırakmış. Baba mesleği olan kuyumculuk işleriyle uğraşmış. Bu arada da Darphane’ye girmiş. Kuyumculuğun bin yıllık deneyleriyle mesleki öğreniminden edindiği görgüyü birleştirme olanağı bulmuş bu kurumda. Gerçekten de ülkemizde gravör yetiştiren başka hiçbir yer yok. Güzel Sanatlar Akademisi’nde de, Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi’nde de ayrı bir gravür, bir madalyon bölümü olmadığı kanısındayım. Bu yüzden, Avni Kumuk, bir rastlantı sonucu olarak mı bilmiyorum, kendi yeteneğine en uygun bir çalışma ortamı bulmuştur Darphane’de. Bugüne dek 100 kadar madalyon yapmış. Elinizdeki paraların kalıplarını da o hazırlıyor.
Makineleşmenin ilerlemesiyle gravörün işi tehlikeye giriyor mu? Ya da bir gün girebilir mi? “Hayır,” diye karşılık veriyor Avni Kumuk, “bu işte insan elinin hünerini ortadan kaldıramazsınız. Üstelik günümüzde bile 200 yıl önceki yöntemlerle çalışılıyor. Çok şey değişmiş değildir aslında. Alçı modeli hazırlayan biziz, pantografla ufaltan yine biz, çelik üstüne doğrudan doğruya işleyen yine biz. Kabartma sanatında sanatçıyı ortadan kaldıramazsınız. Ya da en son ortadan kaldırılacak kimse o olacaktır. ”Dünyada ilk madeni para Anadolu’da basılmıştır. M.Ö. 700 yıllarında Lidya’da ırmak yataklarında bulunan elektron adlı bir maden kullanılıyordu bu paralarda. Ne yazık ki, aynı Anadolu’da para rölyefleri Avni Kumuk gibi bir sanatçı ortaya çıkana dek hep yabancılara yaptırılmıştır.
Darphane’deki hizmetlerinin ardından, 1982’de kurduğu International Goldart İstanbul firmasında aralarında Türk Nümismatik Derneği’nin hazırlattığı madalyonlar da bulunan 700’ü aşkın madalya, bröve, şeref madalyaları, MİT amblemi, Polis rozetleri ve benzeri eser üretti. Yerli ve yabancı, resmi ve özel pek çok kurumdan teşekkürnamelerle taltif edildi.
Ürettiği tedavül ve hatıra paraları:
1970:
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 50. Yıldönümü temalı 25 Lira değerindeki gümüş hatıra para,
FAO temalı, “Aile planlaması Herkes için yiyecek” sloganlı, akmonital 2½ ve 5, gümüş 150 Lira
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 500 Lira,
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 1.000 Lira,
1980:
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı bronz 10, akmonital 50 Kuruş ve 1 Lira,
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 500 Lira
Ürettiği madalyalardan bazıları:
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne:
Birinci ve İkinci Derece Şeref Madalyaları
Birinci ve İkinci Derece Övünç Madalyaları
Üstün Hizmet Madalyası
Birinci ve İkinci Derece Savaş Madalyaları
Kara Kuvvetleri Amblemi
Kara Kuvvetleri Hatıra Madalyonu
Çeşitli Kurumlara:
İstanbul’un Fethi’nin 500. Yıldönümü Hatırası
15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi) Köprüsü Açılış Hatırası
Haliç Köprüsü Açılış Hatırası
Suudi Arabistan Meliki Faysal’ın Türkiye Ziyareti Hatırası
İslam Konferansı İstanbul Hatırası
Resim alanında da eserler üreten Avni Kumuk, sadece yetenekli bir sanatkar değil, aynı zamanda üstün bir mühendisti. 1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra Türkiye’ye uygulanan ambargo sebebiyle savunma sanayinde yaşanan parça eksikliğinin giderilmesine katkılar sundu, yerden havaya uçaksavar roketlerinin en hassas parçalarından olan yönlendirme kanatlarının üretimini sağladı.
Ailesi, Avni Bey’in en gözde eseri olarak, som altından yaptığı, zümrüt taşlarından gözleri olan bir leylek heykelini hatırladığını belirtmektedir. Yapı Kredi Bankası için yapılmış olması muhtemel heykele ait bir fotoğrafa maalesef ulaşabilmiş değiliz.
İTÜ Makine Mühendisliği Fakültesi, Sanayi Danışma Kurulunda görev aldı, özel sektörde pek çok firmaya ihtiyaç duydukları çok hassas ve karmaşık parçaları için kalıplar üretti. Zamanında yurtdışından tedarik edilen mamullerin yurtiçi imalatına imkan veren büyük katkılar sundu.
Çok karmaşık 124 parçadan oluşan Zibro Kamin sobalarını ve Zibro Grill mangallarını üreterek Avrupa’ya çok büyük ölçekte ihracatlar gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk defa Arçelik için bulaşık makinesi sepetlerinin hattını ve bulaşık makinesi sepetlerini üretti. İlk defa ince cidarlı enjeksiyon baskılı plastik ambalajları üreterek ithalatı durdurdu. MissFlora Firması bulaşık makinesi kokusunu kalıbını üretti. Birçok gıda firmasına dolum makineleri, sürpriz yumurta imalatı için gerekli kalıpları üretti. Almanya’ya Vakumlu gıda saklama kaplarını üretti.
2 çocuk babası Avni Kumuk , toplumdan aldığının fazlasını topluma verme ilkesi ile, son dakikaya kadar üretmeye, çalışmaya devam etti.
*Avni Kumuk’un Türkiye Cumhuriyeti paraları ve nümizmatiği alanındaki eserlerini derlediğimiz bu yazıya katkılarından dolayı sanatçının ailesine en derin şükranlarımızı sunmayı borç biliriz.
Kurtuluş Savaşı sırasında, Batı Cephesinde yedek subay olan Etem Tem, fotoğraf makinesine sahip olması sayesinde, cephede ayrıca savaş fotoğrafçısı olarak da görev aldı. Kurtuluş savaşının bitiminden, ölümüne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ün özel fotoğrafçılığını yaptı.
Nümizmatik literatüre bağlantısı, özellikle Büyük Taarruz sırasında Kocatepe’de çektiği Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın ikonik fotoğrafı sebebiyledir. Bahsi geçen fotoğraf karesi, 2½ ve daha sonra 10 Liralarda, ayrıca daha pek çok madalya, heykel ve desene referans oluşturdu.
1957 yılı 1 liradaki Atatürk portresinin tasarımcısıdır.
Aynı portre, 1960 yılı 27 Mayıs ihtilali konulu gümüş 10 Liralarda ve 1998’de Cumhuriyet’in 75. Yıldönümü için üretilen 25 Milyon Liralık altın paranın da tura yüzünde(*27, Sf. 183) kullanıldı.
İtalyan Darphanesinde 1936 – 1963 yılları arasında hizmet veren Giampaoli’nin pek çok İtalyan parasında tasarımı bulunur. Ayrıca Vatikan, San Marino ve Malta için sayısız para ve madalya üreten sanatçı, Almanya, Fransa, İspanya, İsrail ve Tunus Darphanelerine danışman olarak davet edildi.
Müzayedelerde ortaya çıkan bazı parçalardan anlaşıldığı üzere, 25 Kuruş için de Atatürk portreli deneme baskıları hazırlanmıştır. Portrede Atatürk’ün sağa bakan rölyefinin altında J. Pavlvs imzası görülür.
Vatikan’a onlarca madalyon üreten sanatçının kendi ismini de Latinleştirerek Pietro Giampaoli’yi Joannes Pavlvs olarak işlediği oto-portre madalyonları mevcuttur (*1). Farklı yıllarda, tekrar tekrar ürettiği oto portrelerinde deve dikeni deseni kullandı ve etrafına farklı sloganlar işledi. Çiçek sembolizminde deve dikeni yalnızlığı ve inzivayı simgeler. Elverişsiz koşullarda yeşerebilen devedikeni kişinin zorluklar karşısında ilerleyebilmesini ifade eder.
1950’lerde Türk Paralarının üretiminde kullanılmaya başlanan paslanmaz çelik akmonital alaşımın on yıldan fazla bir süredir İtalyan paralarında kullanıldığı göz önüne alındığında, İtalyan Darphanesi ile işbirliğine girilmesi olağan görülmeli.
Akmonital sert ve işlemesi bakır ya da nikele kıyasla daha zor olan bir malzeme olduğundan, İtalya’dan basılacak paralar için makine de getirtilmiştir. Kendisi de heykeltraş olan kardeşi Celestino Giampaoli de İstanbul Darphanesi’nde akmonital paraları darbedecek makinaların kurulumu ve kullanımı üzerine danışmanlık yaptı (*2).
Avni Kumuk‘un 1964’te Daphane bünyesine dahil olmasına kadar, para kalıplarının tamamının Giampaoli elinden çıkmış olduğunu kabul etmek yanlış olmayacaktır.