1945 yılında Ankara’da doğdu. Siyasal Bilgiler Fakültesinin Diplomasi ve Dış İlişkiler Bölümü’nden 1966-67 döneminde mezun oldu. 1967 yılında Maliye Müfettiş Muavini olarak Maliye Bakanlığı’nda göreve başladı. Çeşitli kamu ve özel kurumda görev aldı, 26 Eylül 1999 ile 10/06/2004 tarihleri arasında Darphane ve Damga Matbaası’nın Genel Müdürlüğü’nü üstlendi. 24 Mayıs 2024 tarihinde vefat etti.
Türk Milli Futbol Takımının 2002 FIFA Dünya Kupası’nda aldığı üçüncülük anısına basılan hatıra para, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 100. Yılı hatıra parası, Darphane ziyaretçilerinin kendi elleriyle bahçedeki makinede basabildikleri, tarihi her gün değiştirilen bimetal hatıra paraların ve 2004 Anayasa Madalyonunun tasarımcısıdır.
Dünya Futbol Şampiyonası Üçüncülüğü için basılan para, aynı zamanda Ay Yıldızlı bayrağın kırmızı mineli olması ile, ilk renkli paramızdır.
Günlük hatıra para basılması hizmeti, 6 Mayıs 2002 tarihinde başladı, birkaç yıl sonra sona erdi.
Darphane Müdürlüğü döneminde, ilk bimetal para olan Bill Clinton’un Ziyareti temalı hatıra para basıldı, hatıra paraların yurtiçi ve yurtdışında talebini arttırmak üzere Darphene’nin hatıra ürün gamı kalem saat vb. ürünlerle genişletildi, global para koleksiyonu şirketi MDM ile anlaşmalar sürdürüldü, eski tedavül paralarından nostalji setleri piyasaya verildi, koleksiyonerlerin davet edildiği toplantıda dilek ve görüşleri alındı. Uygulamanın düzenli bir etkinlik olması planlandıysa da, bir daha tekrarlanmadı.
1999 yılı Euro Serisinden, Mustafa Kemal Atatürk, Boğaziçi temalı 4.000.000 TL nominal değerindeki gümüş ve aynı desendeki 2000 yılı 50.000.000 değerindeki altın hatıra paralarının tasarımcısıdır.
Bahsedilen paralar Alman MDM firması ile yapılan anlaşma uyarınca üretilen Euro serisine dahildir.
Myra’lı Aziz Noel Baba (altın), 10.000.000 TL, 2000 Hakkı Baha Çavuşgil
[1]Aynı deseni taşıyan 2001 Yılı altın paranın sanatçısı Waldemar Wronski olarak belirtilmiştir.
Bulgaristan, 1953 doğumlu sanatçı (Bulgarcası “Снежана Русева – Хойер”), 70’lerde grafik tasarım eğitimi almak üzere Doğu Berlin’e gitti, orada tanıştığı Heinz Hoyer ile evlendi.
1997’de artık birleşen Federal Almanya’da açılan Euro paraları yarışmasına katıldılar ve 2002’den beri tedavülde olan 1 ve 2 Euroluk paraların Almanya’da basılan versiyonlarının tura tarafı için Alman devletinin geleneksel sembolü kartalın, stilize bir versiyonu olan desenleri, birinci seçildi.
Aile şirketlerinde pul, para ve madalya tasarımları üzerine çalışmaları devam etmektedir.
1975 yılında doğan sanatçı, 1997 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden birincilikle mezun olup Darphane’de çalışmaya başladı.
2016 yılına kadar süren Darphane kariyeri boyunca “İstabul Kültür Varlıkları” serisinin ikincisi olan Dikilitaş desenli 5.000.000 Liralık altın parayla başlayarak pek çok hatıra ve tedavül parasını tasarladı.
Günümüzde kullanılan tedavül paralarından 50 kuruştaki Boğaziçi Köprüsü deseni kendisine aittir.
2007 – 2008 Yılı Osmanlı İmparatorluğu Padişahlar Serisi, gümüş proof & okside, bronz ve pirinç okside dört tip olarak;
Orhan Gazi
Osman Gazi
1. Mehmed (Çelebi)
2. Bayezid
1. Murad
2. Murad
Yıldırım Bayezid
2008 Selçuklu Madalyonu
2008 Yılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul’un Fethinin 555. Yılı
2009 Kapalıçarşı Nuruosmaniye Kapısı Türk Nümismatik Derneği logolu ve Osmanlı Armalı Madalyon
2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Madalyonu
* Cumhuriyet dönemi Türk paralarının tasarımında emeği olan diğer sanatçıların listesi için tıklayın.
[1] Darphane duyuruları veya sertifikalarında sanatçının ismi belirtilmeyen paraların sanatçıları, üzerindeki imzalardan tespit edilebildiği kadarıyla listelenmiştir. Yeni bilgiler ışığında listeyi güncel tutmaya çalışıyoruz.
1950 Yılında doğan sanatçı, İstanbul Konservatuarı Tiyatro Bölümünde eğitim aldı. Bursa Oda Tiyatrosu, Halk Evi Sahnesi, Halk Eğitim Tiyatrosu ve Net Tiyatro’sunda rol alan ve 1967 ile 1970 yıllarında resim sergileri açan sanatkar, 1979 yılında Darphane’de çalışmaya başladı.
Kalkınma için Balıkçılık temalı 1980 yılı FAO hatıra paralarındaki içi içe geçmiş balık ve balıkçılar deseninin tasarımcısıdır. Balığın kuyruğunda T. S. Coşkun şeklinde imzası bulunan Turgut Salih Coşkun’un bu deseni, FAO serisi 5 kuruş, iki buçuk lira ve beş liralarda kullanıldı.
Fransa’ya yerleştiği 1980 yılında, Paris Darphanesi kendisine İstanbul temalı madalyon ısmarladı ve çalışmaları 4.000 Franklık ödül ile taltif edildi. Ardından doğrudan metal yontma teknikleri üzerine eğitim alarak masif bronzdan heykeller yapmaya başladı ve tekniğini madalya kalıpları üretiminde kullanılacak hale geliştirdi.
Çalışmalarından örnekler:
Sanatçı, 1980 yılından beri Paris’te heykel ve resim alanında çalışmalar yürütmektedir. Kış aylarında Paris’teki atölyesinde resim ve desen üreten sanatkar, yaz dönemlerinde ise Paris dışındaki bir kasabada bulunan diğer atölyesinde heykeller yapıyor.
COSKUN adıyla ünlenen sanatçının ağaç gövdelerini yontarak oluşturduğu heykeller, Paris’in parklarını süslemektedir.
Samsun’da Kafkas asıllı bir ailenin en büyük oğlu olarak 1934’te doğan sanatçı, 6 yaşından itibaren aile mesleği olan kuyumculukla haşır neşir oldu. İlkokulda yüksek matematik becerileri sebebi ile arkadaşları arasında Pisagor ismi takılmıştı. 6 yaşında buhar makinesi yaptı ve çalıştırdı. 1953 yılında liseden mezun olduktan hemen sonra Kapalı Çarşı’da açtığı dükkanda bilfiil kuyumcu ve hakkak olarak üretim yaptı. İTÜ’de Makine Mühendisliği Bölümüne 12. sırada girdi, kuyumculuktan edindiği tecrübe ile öğrenciliği sırasında Silahlı Kuvvetler ’in çeşitli kolları için madalya ve armalar üretti.
1964 – 1976 yılları arasında, önceleri grafiker ve yevmiyeli teknik personel, 1967’den itibarense gravür atölyesi şefi ve Teknik Müşavir olarak Darphane’ye hizmet etti. 1968’de Topkapı Sarayı’nda sergilenen Kaşıkçı Elmasının incelenmesi, ölçülerinin ve sahihliğinin tespiti ile görevlendirildi.
1970 yılındaki ilk hatıra paradan başlayarak pek çok paraya hem mecazen hem de gerçek manada imza atan sanatçının tekniği, 1957 yılında çıkartılan madeni paraların kalplarını hazırlayan İtalyan sanatkar Giampaoli‘ ye benzetilir.
1970’lerin başında, dönemin Darphane yönetimi, Anadolu kıyafetleri koleksiyoneri Sabiha Tansuğ’un bir sergisini ziyaret eder ve bu tür yöresel kıyafetlerin yeni çıkacak paralarda kullanılabileceği düşünülür. Bu yönde bir desen üretmesi için Avni Bey, Sabiha Tansuğ’un Ankara başlığı giymiş bir fotoğrafını çekti, ancak birebir belirli bir şahsı resmetmiş olmamak için fotoğrafın surat kısmını kesip, sadece Ankara başlığı kısmını kullandı. Normalde Darphane’ye kendisine tahsis edilen araç ve şöför ile gidip geldiği halde, paraya işlemeyi düşündüğü ortalama Türk kadını hayalinde canlandırabilmek için, bir süre toplu taşıma ile şehirde dolaşarak 50 Kuruş ve daha sonraki hatıra paralarda kullanılan deseni yarattı.
1974 – 1976 arasında Darphane Müdürlüğü yapan Cemalettin Seber’e (namı diğer Cemal Süreya), kurumda kullanılmayan eski makineleri hurdaya çıkartması talimatı verildiği bir dönemde, Avni Kumuk, sözü edilen makinelerin tarihi vasfını vurgulayarak Cemal Süreya’yı bakanlık ile görüşmeye ikna etti ve tarihi makinelerin bugün Darphane Bünyesinde sergilenmesini sağladı.
Cemal Süreya’nın keleminden Avni Kumuk:
(“Günübirlik”ler – Toplu Yazılar 2 – YKY)
Büyük Bir Kalemkâr
İlk resmi Türk darphanesi Fatih zamanında, İstanbul’un alınışından hemen sonra, Beyazıt yakınlarında bir yerde kurulmuştur. Cumhuriyet dönemine dek madeni paralarda insan resmi olmadığı gibi tam rölyef de yoktur. Hep iki boyutlu çalışılmıştır. Paralar, iki çelik yüzey arasına yerleştirilmiş madeni pullara çekiçle vurularak yapılıyordu. Gerçi I. Mahmut zamanında para yapımında presler de kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, gerçek anlamda rölyefli sikkelerin basımı için Cumhuriyet dönemini beklemek gerekecektir.
Cumhuriyet döneminde, 1957’ye dek, paralardaki rölyefler hep yabancı uzmanlara, sanatçılara yaptırılmış ya da onların hazırladıkları kalıpların, çalışmaların çoğaltılmasıyla yetinilmiştir. Sözgelimi Atatürk rölyeflerini ilk sıralarda bir İngiliz sanatçı yapıyordu. 1957’den sonra Batı’daki örneklerin niteliklerini taşıyan ilk paralarımız da bir yabancı uzmanın, İtalyan darphanesi baş gravörünün emeğiyle hazırlanmıştır.
Ama son on beş yıl içinde Darphane’de yapılan bütün madeni paraların, madalyaların, madalyonların üstünde bir Türk sanatçısının emeğini, ustalığını görüyoruz: Avni Kumuk.
Kim bu Avni Kumuk? Maden üstünde üç boyutlu çalışan, “hatıra paralar”ın üstüne imzasını atan ilk Türk. Ayrıca bu alanda tek Türk. Gerçi maden üstünde rölyefli çalışmalar yapan Palti adlı başka bir yurttaşımız daha var, ama, o genellikle kalıpları İtalya’da yaptırıyor. Avni Kumuk çok yönlü bir sanatçı.
Bir paranın, bir madalyonun deseninden baskısına dek uzanan yapım çizgisinin bütününü kapsayan bir çalışması var: Sanatçıyla teknisyenin, teknisyenle işçinin hünerlerini, erdemlerini birleştiren bir çalışma. Bu konuda bileşik ve korkunç diyebileceğimiz bir duyguya yükselmiş: Merih’in dünyadan çekilmiş fotoğrafını gösterin, size bu gezegenin ırmaklarının derinliğini, dağlarının bitkisel örtüsünü, küçük ve kaçak keçiyollarını söylesin. Yine de desenci yanının gravör yanı kadar güçlü olmadığı kanısındayım. Bence iyi bir desenciyle çalışırsa, yalnız ülkemiz değil, dünya ölçüsünde kabartma yapıtlar ortaya koyabilir. Avni Kumuk kendisini daha çok madalyalarda, özellikle de madalyonlarda ortaya koyuyor. Bu tür çalışmalarda daha özgür deneylere girebiliyor da ondan.
Avni Kumuk, 1934 yılında Samsun’da doğmuş. Teknik Üniversite Makine Fakültesi’nde okumuş. Ancak hayat güçlükleri onu bu fakültenin beşinci sınıfından ayrılma zorunda bırakmış. Baba mesleği olan kuyumculuk işleriyle uğraşmış. Bu arada da Darphane’ye girmiş. Kuyumculuğun bin yıllık deneyleriyle mesleki öğreniminden edindiği görgüyü birleştirme olanağı bulmuş bu kurumda. Gerçekten de ülkemizde gravör yetiştiren başka hiçbir yer yok. Güzel Sanatlar Akademisi’nde de, Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi’nde de ayrı bir gravür, bir madalyon bölümü olmadığı kanısındayım. Bu yüzden, Avni Kumuk, bir rastlantı sonucu olarak mı bilmiyorum, kendi yeteneğine en uygun bir çalışma ortamı bulmuştur Darphane’de. Bugüne dek 100 kadar madalyon yapmış. Elinizdeki paraların kalıplarını da o hazırlıyor.
Makineleşmenin ilerlemesiyle gravörün işi tehlikeye giriyor mu? Ya da bir gün girebilir mi? “Hayır,” diye karşılık veriyor Avni Kumuk, “bu işte insan elinin hünerini ortadan kaldıramazsınız. Üstelik günümüzde bile 200 yıl önceki yöntemlerle çalışılıyor. Çok şey değişmiş değildir aslında. Alçı modeli hazırlayan biziz, pantografla ufaltan yine biz, çelik üstüne doğrudan doğruya işleyen yine biz. Kabartma sanatında sanatçıyı ortadan kaldıramazsınız. Ya da en son ortadan kaldırılacak kimse o olacaktır. ”Dünyada ilk madeni para Anadolu’da basılmıştır. M.Ö. 700 yıllarında Lidya’da ırmak yataklarında bulunan elektron adlı bir maden kullanılıyordu bu paralarda. Ne yazık ki, aynı Anadolu’da para rölyefleri Avni Kumuk gibi bir sanatçı ortaya çıkana dek hep yabancılara yaptırılmıştır.
Darphane’deki hizmetlerinin ardından, 1982’de kurduğu International Goldart İstanbul firmasında aralarında Türk Nümismatik Derneği’nin hazırlattığı madalyonlar da bulunan 700’ü aşkın madalya, bröve, şeref madalyaları, MİT amblemi, Polis rozetleri ve benzeri eser üretti. Yerli ve yabancı, resmi ve özel pek çok kurumdan teşekkürnamelerle taltif edildi.
Ürettiği tedavül ve hatıra paraları:
1970:
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 50. Yıldönümü temalı 25 Lira değerindeki gümüş hatıra para,
FAO temalı, “Aile planlaması Herkes için yiyecek” sloganlı, akmonital 2½ ve 5, gümüş 150 Lira
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 500 Lira,
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 1.000 Lira,
1980:
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı bronz 10, akmonital 50 Kuruş ve 1 Lira,
FAO temalı, “Köylü kadınını kalkındırma” sloganlı altın 500 Lira
Ürettiği madalyalardan bazıları:
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne:
Birinci ve İkinci Derece Şeref Madalyaları
Birinci ve İkinci Derece Övünç Madalyaları
Üstün Hizmet Madalyası
Birinci ve İkinci Derece Savaş Madalyaları
Kara Kuvvetleri Amblemi
Kara Kuvvetleri Hatıra Madalyonu
Çeşitli Kurumlara:
İstanbul’un Fethi’nin 500. Yıldönümü Hatırası
15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi) Köprüsü Açılış Hatırası
Haliç Köprüsü Açılış Hatırası
Suudi Arabistan Meliki Faysal’ın Türkiye Ziyareti Hatırası
İslam Konferansı İstanbul Hatırası
Resim alanında da eserler üreten Avni Kumuk, sadece yetenekli bir sanatkar değil, aynı zamanda üstün bir mühendisti. 1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra Türkiye’ye uygulanan ambargo sebebiyle savunma sanayinde yaşanan parça eksikliğinin giderilmesine katkılar sundu, yerden havaya uçaksavar roketlerinin en hassas parçalarından olan yönlendirme kanatlarının üretimini sağladı.
Ailesi, Avni Bey’in en gözde eseri olarak, som altından yaptığı, zümrüt taşlarından gözleri olan bir leylek heykelini hatırladığını belirtmektedir. Yapı Kredi Bankası için yapılmış olması muhtemel heykele ait bir fotoğrafa maalesef ulaşabilmiş değiliz.
İTÜ Makine Mühendisliği Fakültesi, Sanayi Danışma Kurulunda görev aldı, özel sektörde pek çok firmaya ihtiyaç duydukları çok hassas ve karmaşık parçaları için kalıplar üretti. Zamanında yurtdışından tedarik edilen mamullerin yurtiçi imalatına imkan veren büyük katkılar sundu.
Çok karmaşık 124 parçadan oluşan Zibro Kamin sobalarını ve Zibro Grill mangallarını üreterek Avrupa’ya çok büyük ölçekte ihracatlar gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk defa Arçelik için bulaşık makinesi sepetlerinin hattını ve bulaşık makinesi sepetlerini üretti. İlk defa ince cidarlı enjeksiyon baskılı plastik ambalajları üreterek ithalatı durdurdu. MissFlora Firması bulaşık makinesi kokusunu kalıbını üretti. Birçok gıda firmasına dolum makineleri, sürpriz yumurta imalatı için gerekli kalıpları üretti. Almanya’ya Vakumlu gıda saklama kaplarını üretti.
2 çocuk babası Avni Kumuk , toplumdan aldığının fazlasını topluma verme ilkesi ile, son dakikaya kadar üretmeye, çalışmaya devam etti.
* Cumhuriyet dönemi paralarının desenlerini üreten diğer sanatçılar için tıklayın.
*Avni Kumuk’un Türkiye Cumhuriyeti paraları ve nümizmatiği alanındaki eserlerini derlediğimiz bu yazıya katkılarından dolayı sanatçının ailesine en derin şükranlarımızı sunmayı borç biliriz.
1957 yılı 1 liradaki Atatürk portresinin tasarımcısıdır.
Aynı portre, 1960 yılı 27 Mayıs ihtilali konulu gümüş 10 Liralarda ve 1998’de Cumhuriyet’in 75. Yıldönümü için üretilen 25 Milyon Liralık altın paranın da tura yüzünde(*27, Sf. 183) kullanıldı.
İtalyan Darphanesinde 1936 – 1963 yılları arasında hizmet veren Giampaoli’nin pek çok İtalyan parasında tasarımı bulunur. Ayrıca Vatikan, San Marino ve Malta için sayısız para ve madalya üreten sanatçı, Almanya, Fransa, İspanya, İsrail ve Tunus Darphanelerine danışman olarak davet edildi.
Müzayedelerde ortaya çıkan parçalardan (ör. a, b), 25 Kuruş için de Atatürk portreli deneme baskıları hazırladığı ve Hürriyet Gazetesi Kurucusu Sedat Sinavi portresi gibi özel siparişler aldığı anlaşılır. Portrelerde rölyefin altında J. Pavlvs imzası görülür.
Vatikan’a onlarca madalyon üreten sanatçının kendi ismini de Latinleştirerek Pietro Giampaoli’yi Joannes Pavlvs olarak işlediği oto-portre madalyonları mevcuttur (*1). Farklı yıllarda, tekrar tekrar ürettiği oto portrelerinde deve dikeni deseni kullandı ve etrafına farklı sloganlar işledi. Çiçek sembolizminde deve dikeni yalnızlığı ve inzivayı simgeler. Elverişsiz koşullarda yeşerebilen devedikeni kişinin zorluklar karşısında ilerleyebilmesini ifade eder.
1950’lerde Türk Paralarının üretiminde kullanılmaya başlanan paslanmaz çelik akmonital alaşımın on yıldan fazla bir süredir İtalyan paralarında kullanıldığı göz önüne alındığında, İtalyan Darphanesi ile işbirliğine girilmesi olağan görülmeli.
Akmonital sert ve işlemesi bakır ya da nikele kıyasla daha zor olan bir malzeme olduğundan, İtalya’dan basılacak paralar için makine de getirtilmiştir. Kendisi de heykeltraş olan kardeşi Celestino Giampaoli de İstanbul Darphanesi’nde akmonital paraları darbedecek makinaların kurulumu ve kullanımı üzerine danışmanlık yaptı (*2).
Avni Kumuk‘un 1964’te Daphane bünyesine dahil olmasına kadar, para kalıplarının tamamının Giampaoli elinden çıkmış olduğunu kabul etmek yanlış olmayacaktır.
* Cumhuriyet dönemi Türk paralarının desenlerini üreten diğer sanatçılar için tıklayın.
1934 yılında yeni harflerle basılacak küpronikel paraların tasarımı için açılan yarışmaya katılan ve Mimar Nurettin Bey ile birincilik kazananan Ressamdır.
Sanatçı, 1901 yılında İstanbul’da doğdu. Cumhuriyet’in ilk Millet Meclisi’nde İçişleri Bakanlığını yürüten Tokat Vekili Nazım Bey’in oğludur. Galatasaray Lisesi’nde sporda çeşitli dereceler kazandı, 1924 yılında Yaz Paris Olimpiyatları’na katıldı.
Yüksek öğrenimini Sanayi-i Nefise mektebi (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi) ve Paris Dekoratif Sanatlar Yüksek Okulu’nda yaptı. Vitray ve mozaik üzerine ustalaştı, 1933 yılında ülkeye döndü, Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda ve Kız Sanat Enstitüsü’nde uzun yıllar teknik dersler verdi (*kaynak).
1934’te tedavül paraları için düzenlenen yarışmanın jürisi 24 Eylül’de sonuçları ilan etti.
Ressam Mazhar Nazım’ın deseni paraların ön yüzünde, Mimar Nurettin Bey’in deseni ise arka yüzünde kullanılacağı duyuruldu.
24/09/1934 Son Posta’da desenler şöyle betimlendi: “10 Kuruş 1934 ibaresi üç satır halinde yazılmış ve etrafına da daire şeklinde dört zeytin dalı ve 12 adet zeytin tanesi konmuştur.”
aynı makalede Mimar Nurettin’in çalışması ise şu şekilde verildi: ” Ortasında bir hilal içinde büyücek bir başak ve yıldız, üstünde “Türkiye” altında da “Cümhuriyeti” kelimeleri yazılmıştır.”
25 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesinde desen şöyle tarif edildi: “Daireyi saran stilize edilmiş zeytin yapraklarının ortasında 10 rakamı, onun altında “Kuruş” kelimesi ve paranın basıldığı tarih vardır”
Maliye Bakanlığı’na gönderildiği duyurulan kalıplar, Gümüş paraların basımını öncelik verilmesi, gümüş sikkelerin darbının da çeşitli nedenlerle 1935’e sarkmasından dolayı tedavüle verilecek küpronikel paralarda kullanılmadı.
1935’teki gelişmeler ve İngiliz Kraliyet Darphanesi ile kurulan ilişkiler neticesinde, hammadde ve makine alımının yanı sıra tasarım desteği de alındı ve sonuç olarak gerek gümüş gerekse küpronikel ufaklıklar için Percy Metcalfe‘in 1935 baharında ürettiği tasarımlar kullanıldı.
“Ulusal Ekonomi ve Artırma Kurumu” (günümüzde Türkiye Ekonomi Kurumu) için hazırlanan tarihsiz madalyonda imzası görülür (*Bkz).
* Türk paralarının tasarımında çalışmaları bulunan diğer sanatkarlar için tıklayın.
Bir sikkenin, yani madeni paranın yüzlerine Türkçede yazı ve tura denir. Tura, Osmanlı dönemi paralarında bulunan tuğra‘dan türemiştir ve modern paralarda hükümdarın portresinin bulunduğu tarafa verilen isimdir. İlk olarak Emir Süleyman Çelebi tarafından paralarda kullanılan tuğra, İmparatorluğun sonuna kadar akçe ve altınlarda yer aldı.
Tura tarafı, paranın önü (obverse), yazı yüzü ise arkası (reverse) kabul edilir. Yine de, bazı hatıra paralarda çelişkili sınıflandırmalar ortaya çıkabilir. Örneğin bir kabule göre, öncelikle parayı basan devletin adının belirtildiği taraf tura kabul edilir, diğer bir kabule göre ise paranın değerinin yazılı olduğu tarafı yazı kabul etmek gerekir. Çoğu parada bu iki tanım birbiri ile çelişmez, ancak her iki yüzde de resim ve mesaj içeren hatıra paralarda durum farklı olabilir. 1979 yılı ve sonrasında üretilen Türk hatıra paralarında hem paranın değeri hem de “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresi aynı yüzde belirtilmeye başladı. Bu taraf, Darphane yayınlarında (*27) “Ön yüz” olarak tanımlanır.
Paraların yazı ve tura yüzlerinin birbirine göre yönelimi iki türlü olabilir.
Paranın bir yüzünü düz tuttuğunuzda ve dikey ekseni etrafında çevirdiğinizde, yani parayı üst ve alt noktalarından tutup döndürdüğünüzde, diğer tarafı da düz ise, madalyon gibi hizalanmıştır denir. İngilizcesi “medal orientation” (ya da “medal alignment”) şeklindedir ve uluslar arası gösterini yukarı bakan iki ok (↑↑) ile ifade edilir.
Bir tarafı düzken, dikey ekseni etrafında çevirdiğinizde diğer tarafı baş aşağı görünüyorsa sikke yönelimindedir. Aynı parayı sağ ve sol yanlarından tutup çevirdiğinizde, yani yatay ekseni etrafında döndürdüğünüzde, diğer yüzünü de düz görünür. İngilizcesi “coin orientation / alignment” olarak ifade edilir ve nümismatik kataloglarda biri yukarı biri aşağı yönlü iki ok (↑↓) ile belirtilir.
Cumhuriyetin ilk paraları 1947’ye kadar madalyon yöneliminde basılırken, ay yıldızlı tura ile çıkan seride sikke/para yönelimine geçildi.
Hatıra paralar genelde madalyon yönünde basıldı. Örneğin 1960 yılı gümüş 10 Liralarında bu ayrıntı, Resmi Gazeteilanında “… paranın bir tarafı sağdan sola veya soldan sağa çevrildiğinde diğer tarafı düz gözükecek şekilde basılmıştır.” şeklinde belirtildi.
2001’de tedavül paralarının yüzleri tekrar madalyon şeklinde hizalanmaya başladı. Bu durum koleksiyonerlerin dikkatinden kaçmadı ve Darphane yönetiminin 3 Ocak 2002’de koleksiyonerleri davet ettiği buluşmada da dile getirildi; Güvendik Fişekçioğlu’nun sorusuna cevaben, Darphane Müdürü Tuğrul Bilen Ünal, para setlerini düşünerek bu yönde bir değişikliğe gidildiğini belirtti. Çünkü madalyon şeklinde hizalanan paraları bir koleksiyon föyüne ya da klasöre yerleştirdiğinizde ve sayfa çevirir gibi ilerlediğinizde, diğer yüzleri de düz görünür. Avrupa baskısı paralar örneğin Eurolar bu şekildedir. Amerikan sikkeleri ise sayfayı çevirdiğinizde baş aşağı görünürler.